Geleceğin Eğitimi ???

Okullar açıldı ve yepyeni bir eğitim öğretim dönemine hep birlikte merhaba dedik. Başta değerli çocuklarımıza, öğretmenlerimize, tüm eğitim camiasına ve tabiki biz velilere hayırlı olmasını diliyorum. Dileklerimiz tabi ki bununla sınırlı değil, hâlâ gündemde velilerden beklenen temizlik katkıları, minik aidatlar ve boya-badana işleri var. Peki ya çocuklarımızın geleceği?

Eğitimin dijital çağa uyumu, bilgiye eşit erişim ve öğretmenlerin modern eğitim tekniklerine adaptasyonu hâlâ masanın dışında mı? Maalesef, evet.

Geleceğin meslekleri, geleceğin telefonları, aletleri konuşuluyorken, geleceğin eğitimi neden konuşulmuyor? Eğitime olan güveni kaybeden çocuklarımızı geleceğe hazırlamak istiyorsak, artık eğitimin geleceğini de tartışmak ve dönüştürmek zorundayız. Ve sadece fiziksel veya teknolojik eksiklikler değil; sahte diplomalar, sınav sisteminde yaşanan aksaklıklar ve müfredatın güncelliği gibi yapısal sorunlar da bu dönüşümün içinde mutlaka ele alınmalı.

Bugün teknolojiye erişim sadece bir kolaylık değil; modern eğitim için temel bir ihtiyaç hâline geldi. Tablet, bilgisayar ve internet erişimi olmayan bir çocuk, çağın gereksinimlerine uygun eğitim alamıyor, fırsat eşitsizliğiyle yüz yüze kalıyor. Kalabalık sınıflar, yetersiz fiziki altyapı ve güncel eğitim materyali eksikliği de sürece eklenince, öğrencilerin öğrenme deneyimi ciddi şekilde sınırlanıyor.

Üstelik sorun sadece altyapıyla bitmiyor. Öğretmenlerin dijital donanımı ve pedagojik destek eksikliği, çocuklarımızın yaratıcılık, problem çözme ve eleştirel düşünme becerilerinin gelişimini olumsuz etkiliyor. Müfredatta dijital okuryazarlık ve çağın gerektirdiği becerilerin görünür olmaması, eğitimde kalıcı bir boşluk yaratıyor.

Veliler olarak biz de bu konuda sessiz kalamamalıyız diye düşünüyorum. Eğitim, sınıf temizliği ya da aidat toplamak değil; çocuklarımızın geleceğini şekillendirmek demektir. Ve eminim ki dijital çağa uyumlu bir adım atılması istense, buna karşı çıkacak bir veli olacağını sanmıyorum. Çünkü hepimiz, çocuklarımızın eşit fırsatlarla gelişmesini isteriz.

Artık tartışmaların yönü değişmeli: Temizlik ve küçük katkılar değil, geleceğin eğitimi, dijital altyapı, sınav sistemindeki aksaklıklar ve fırsat eşitliği konuşulmalı. Çocuklarımızın geleceği, bizim bugün aldığımız kararlarla şekilleniyor ve ertelemeye hiç vaktimiz yok. Sistemsel sorunları çözmeden yüzeysel taleplerle oyalanmak, nesiller boyu sürecek bir kaybın kapısını aralamaktır.