DOLAR

40,2607$% 0.13

EURO

46,7252% 0.08

STERLİN

53,9495£% 0.21

GRAM ALTIN

4.320,96%0,56

ONS

3.334,69%0,33

BİST100

10.219,40%-0,06

Sabah Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Sahte Olan Sadece Belge mi?

Bir ülkenin çöküşü yolsuzlukla başlamaz.

Olan bitene alışmakla başlar.

Vicdanın sustuğu yerde, sistemin ne kadar “hukuk devleti” olduğunun pek bir anlamı kalmaz.

Son günlerde ortaya çıkan sahte diplomalar, sahte ehliyetler, sahte belgeler…

Bu haberler artık “birkaç münferit olay” olmanın çok ötesinde.

Bu, bir çürümenin, hatta kurumsallaşmış bir çarpıklığın sessiz fotoğrafı.

Bugün sahte diplomayla öğretmenlik yapan, doktorluk, psikologluk yapan insanlar aramızda dolaşıyor.

Sahte ehliyetlerle trafikte olan insanlar, belki de bizim yanımızdan geçip gidiyor.

Ve bu kişiler sadece kendi bireysel suçlarını işlemiyorlar — bütün bir sisteme olan güveni çökertiyorlar.

Bir diplomanın bedeli artık dirsek çürütmek değil bu ülkede.

Bir ehliyetin karşılığı yazılı ve pratik olarak alınan eğitim, sayısız sınav değil.

Biraz bağlantı, biraz para, biraz da sessizlik yeterli oluyor.

Peki biz bu düzeni gençliğe nasıl anlatacağız?

Çocuklarımıza nasıl anlatacağız çok çalışmanın, çok istemenin, dürüstçe ilerlemenin hala bir anlamı olduğunu?

Onlara nasıl diyeceğiz ki, “bu bir hukuk devleti”?

Hukukun, emeğin, adaletin anlamını yitirdiği bir yerde, hangi inançla hayal kuracak bu gençlik?

Güven kaybı, sadece bir belge meselesi değildir.

Güven kaybı; eğitim sistemine, sağlık sistemine, kamuya, özel sektöre ve en tehlikelisi birbirimize duyduğumuz inancın da yitmesidir.

Ve bu kayıp, rakamlarla ölçülemez.

Bu kayıp, gelecek kuşakların bizlere güvenmemesiyle, ülkesine küsmeleriyle, başka yollara yönelmeleriyle görünür olur.

Daha da acı olan şu:

Tüm bu olup bitenlere artık kimse şaşırmıyor.

Toplum, olanı biteni izliyor ama tepki vermiyor.

Alıştık, sindik, içselleştirdik.

Oysa bir ülkede hak edenin değil, torpilli olanın yükseldiği bir düzen devam edemez.

Eğer bu düzensizliğe ses çıkarmazsak, yarın sadece belgeler değil, tüm gerçeklik sahteleşmiş olur.

Şimdi kendimize bir soru sormanın zamanı:

Sahte olan sadece belge mi?

Yoksa biz de mi gerçek olmayı unuttuk?

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Yuvacık Barajı’nda Su Seviyesi %44’e Düştü

HIZLI YORUM YAP

Tüm Hakları Kocaeli Bilsin sayfasına aittir.